Arkeoloji🌐

Sümer Tableti ve Ur-Nammu Kanunları

Sümer Tableti ve Ur-Nammu Kanunları Sümer tabletleri, antik Mısır ve Mezopotamya kültürlerinin önemli bir parçası olan Sümerler tarafından kullanılan cuneiform yazı sistemi ile yazılmış olan tabletlerdi. Sümerler, Mezopotamya bölgesinde yaşayan ilk yazılı kaynakları oluşturan topluluklardan biridir. Bu tabletler, Sümerlerin tarihini, mitolojisini, sosyal yapısını ve ekonomik faaliyetlerini anlatmaktadır. Sümer dilinin de yazı sistemi olan cuneiform ile yazılmıştır.

Sümer tabletleri, Mezopotamya bölgesinde bulunan çeşitli kalıntılar arasında en önemlilerinden biridir. Bu tabletler, British Museum, Louvre ve Berlin Museum gibi önemli müzelerde sergilenmektedir. Chicago Üniversitesi ve Yale Üniversitesi gibi üniversitelerde de Sümer tabletleri koleksiyonları bulunmaktadır. Bu tabletler, araştırmacıların Sümerlerin kültürünü ve tarihini daha iyi anlamalarına yardımcı olmaktadır.

Sümerler, Mezopotamya bölgesinde yaşamış olan ilk yazılı kaynakları oluşturan topluluklardan biridir. Sümerler, M.Ö. 4000 yıllarında Mezopotamya bölgesinde yaşamaya başlamışlardır. Bu dönemde, Sümerler tarafından kullanılan cuneiform yazı sistemi geliştirilmiştir. Cuneiform, Sümerler tarafından kullanılan ilk yazı sistemi olarak kabul edilirdi. Cuneiform, Sümer dilinin yazılı kaynaklarını oluşturmak için kullanılmıştır.

Sümer Tableti ve Ur-Nammu Kanunları

Sümer tabletleri, Sümerlerin tarihini, mitolojisini, sosyal yapısını ve ekonomik faaliyetlerini anlatmaktadır. Bu tabletler, Sümerlerin tarihini ve kültürünü anlamak için önemli kaynaklardır. Sümer tabletleri, Mezopotamya bölgesinde bulunan çeşitli kalıntılar arasında en önemlilerinden biridir. Bu tabletler, bugün hala bilim adamları tarafından incelenmektedir.

Ur-Nammu Kanunları, Sümer krallığının kurucusu olan Ur-Nammu tarafından M.Ö. 21. yüzyılda yazılmış olan hukuki metinlerdi. Bu kanunlar, Sümer hukuk sisteminin ilk örneklerinden biridir ve Mezopotamya bölgesinde hukuk tarihinde önemli bir yer tutmaktadır.

Ur-Nammu Kanunları, ilk kez M.Ö. 21. yüzyılda yazılmıştır ve Sümer dilinin cuneiform yazı sistemi ile yazılmıştır. Bu kanunlar, Sümer hukuk sisteminin ilk örneklerinden biridir ve Mezopotamya bölgesinde hukuk tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Kanunlar, krallığın yönetimini düzenlemek ve olası sorunlarını çözmek için düşünülmüştür.

Ur-Nammu Kanunları, özellikle halkların ve hakların eşitliği ve de adaleti ön planda tutmaktadır. Kanunlar, hukuki uyuşmazlıkların nasıl çözüleceğini, cezaların nasıl uygulanacağını ve hukukun nasıl uygulanacağını düzenlemektedir. Kanunlar, hukuki uyuşmazlıkların nasıl çözüleceğini, cezaların nasıl uygulanacağını ve hukukun nasıl uygulanacağını düzenlemektedir. Ur-Nammu hukukları ayrıca, ekonomi, tarım ve ticaret gibi konularıda düzenlemektedir.

Ur-Nammu Kanunları, Sümer hukuk sisteminin ilk örneklerinden biridir ve Mezopotamya bölgesinde hukuk tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu kanunlar, hukukun uygulanmasını sağlamak ve toplumda düzeni sağlamak amacını taşımaktadırlar.

Sümer Tableti ve Ur-Nammu Kanunları

Bilindiği üzere ilk yazıyı sümerlerin bulduğu klasik bir gerçektir. Bu yazı formu günümüz yazı anlayışından farklı olup, yapısı gereği farklı bir forma sahiptir. MÖ 3200 yıllarında aşağı Mezopotamyanın havzasında bulunan ilk yazı sistemine İDEOGRAM adı verilirdi. İdeogramlar Genellikle bir kavramı ve bir olayı bazende başlı başına eylemsel bütünün tamamını temsil eden bir ifadeler bütünüdür. Bu semboller doğadan insandan ve mitoslardan alınmıştır. Kavramsal bütünlüğü ifade eden izole bir yapıya sahip bu dilde birçok eser verilmiş ve çeşitli kanunlar işlenmiştir. Bilindiği üzere meşhur GILGAMIŞ DESTANI, YARATILIŞ DESTANI ve BÜYÜK TUFAN bu sistem kullanılarak yazılmıştır. Bunlara örnek niteliği taşıyan ve tarihin ilk yazılı hukuk sistemi olan UR-NAMMU bu sistemin somut örneklerinden biridir. Tarihte ilk yazılı hukuk kuralları Sümerler tarafından kaleme alınmıştır. Sümerlere dünyadaki ilk Hukuk devletleri denmektedir.

urukagina

Otoritenin ve düzenin korunmak istenmesi hukuk kurallarının ortaya çıkmasına neden oluyordu. Lagaş kent Kralı Urukagina darbe ile başa gelmiş bir savaşçıydı Her kanun bir prolog (önsöz), maddeler ve epilog (sonsöz, sonuç) olmak üzere 3’e ayrılırdı. Urukagina kanunları bu özellikleri barındırmadığı için reform olarak geçer. İlk detaylı ve yukarıda saydığımız özellikleri belirten kanun metni Ur-Nammu kanunlarıdır. önsöz, 22 madde ve sonsözden oluşur. 

Diğer bir yazımızda Mezopotamya Tarihi hakkında bilgileri bulabilirsiniz.


katkılar arkeolog mehmet aslan

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu