Antik PersArkeoloji🌐

Persepolis’in Düşüşü

Persepolis’in düşüşü Antik Kent Ahameniş imparatorluğu büyük kyros

Persepolis’in Düşüşü. Bütün zamanların en parlak başkenti olması amaçlanarak Persides’in yüreğinde Büyük Kral I.Dareus tarafından kuruldu; on beş yıl boyunca değişik uluslardan elli bin kişi kuruluşuna emek verdi.

Antik kent

Kapıların ve tahtaların tavan­ları için Lübnan Dağı’ndaki bütün ormanlar kesildi, İmpa­ratorluğun dört bir yanından mermerler ve taşlar getirildi Baktriana ocaklarından en değerli lapislazuliler çıkartıldı, Nubia’dan ve Hint ülkesinden deve sırtında altınlar taşındı, Paropamisos ve Gedrosia çöllerinden değerli taşlar, İspanya’dan gümüş, Kypros’tan bakır getirtildi. Binlerce Suriye­li, Mısırlı, Yunan yontucu sarayın kapılarında ve duvarla­rında bin bir imge yarattılar ve kuyumcular bu imgeleri al­tınla, gümüşle, sert taşlarla süslediler. En yetenekli doku­macılar yerlerde ve duvarlarda eşsiz halıları ve perde­leri dokudular. Pers ve Hint ülkesinin ressamları iç mekan­ları süsleyen fresklere can verdiler. Büyük Kral, bu sara­yın, uçsuz bucaksız İmparatorluğun bütün uygarlık ve kül­tür unsurlarını harika bir uyumla yansıtmasını arzuluyor­ du.” Uzun yıllar İmparatorluğa merkez Olan bu kent ,( MÖ 330 ) yılında yani kuruluşundan 160 sene sonra ; iskender’in ordusunca talan edildi.

Bu güzel Kentin yakılıp yağmalanması bir nevi intikam eylemi olarak görülür çünkü benzer yıkımı persler MÖ 480 yılında Kserkses öncülüğünde Atinayı yağmalayarak yapmıştı. Tarihçi Kallisthenes Persepolis’in yıkımını şöyle anlatır “Yeryüzünün en sevimli ve güzel yerlerin­den biri ve Akhamenid ideolojisine göre evrensel uyumun en yetkin ifadesi olan kent, sarhoş ve yabanıl bir ordunun ayakları altında kalmıştı: Agrianlar, annelerinin ellerin­den koparttıkları kız ve erkek çocuklara tecavüz ediyorlar, Trakyalılar şarap ve kan lekeleri içinde, direnen mahsum halkın koparttıkları kafalarını taşıyarak gösteriş yapıyorlardı. Makedonlar, Thessalialılar, yardımcı Yunan askerler de onlardan geri kalmıyorlardı; ellerinde ganimetlerle, değerli taşlarla dolu kupalarla, harika şamdanlar, incecik kumaş­ lar, altın ve gümüş silahlarla deli gibi oradan oraya koşu­yorlardı ve iskender onlara engel olamıyordu”..


mehmet-aslan

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu