Antik PersArkeoloji🌐Mitoloji

PERS TARİHİ MED VE İRAN COĞRAFYASI

Pers Tarihi Med ve iran Coğrafyası

İran, bulunduğu coğrafi konum itibariyle Anadolu, Mezopotamya, Orta
Asya ve Kafkasya gibi dört kadim coğrafyanın kesiştiği noktada yer almaktadır.

Yüzölçümü 1.648.000 km2 olan İran, Alp-Himalaya sıradağ sisteminin içerisinde
olup ortalama yüksekliği 1500 metredir. Ülkedeki en yüksek nokta Elburz
sıradağları içerisinde yer alan Demavend Dağı (5671 m), en alçak seviyesi ise
Hazar Gölü’dür Kuzey yönünden Elburz dağları, güney yönünden ise
Türkiye’deki Toros dağlarının uzantısı olan Zagros dağları ile çevrilen İran
toprakları iç kesimlerde kapalı havzalar ve platolarla kaplıdır.

Yapılan araştırmalar sonucunda İran’ın Paleolitik Çağ’dan itibaren
insanoğlunun yerleşimine sahne olduğunu anlaşılmıştır.
Özellikle Kuzeybatı
İran tarihin bütün evrelerinde insanoğluna ev sahipliği yapmıştır. Bu bölgedeki
Hasanlu yerleşmesi Neolitik Çağ’dan Orta Çağ’a kadar yerleşim görmesi
dolayısı ile bu duruma somut bir örnektir.3 Ayrıca İran’ın çeşitli noktalarında
Neolitik ve Kalkolitik Çağ’a tarihlenen yerleşmeler de ortaya çıkarılmıştır. İran
topraklarının maden yatakları açısından zengin oluşu özellikle Tunç Çağı’nda
İran’ı bir hammadde merkezi durumuna getirmiştir. 4 M.Ö. III-I. binyıllar
arasındaki dönemde İran’ın güneybatısı ile Zagros dağlarının doğu ve batı
yamaçlarında başta Elamlılar olmak üzere çeşitli halklar yaşam sürmüştür.
M.Ö. VIII-III. yüzyıllar arasında Ön Asya tarihinde daha aktif bir rol oynayan
İran’ın Anadolu ile ilişki kurduğu dönem ise M.Ö. VI-IV. yüzyıllar, yani diğer
bir ifadeyle Pers Çağı’dır.
Pers kavminin isminin geçtiği ilk tarihi belge Asur kralı III. Salmanassar
(M.Ö. 858-824) dönemine tarihlenen ve siyah obelisk olarak bilinen dikili taştır
M.Ö. II. binyılda yaşanan Hint-Ari göçü neticesinde Hazar Gölü’nün
doğusundan dolaşarak İran coğrafyasına giren Persler, daha sonra Hazar
Gölü’nün güneyine ve oradan da Urmiye Gölü’nün batısına yerleşmişlerdir. ( HEREDOT )

Pers Tarihi Med ve iran Coğrafyası 2

Med Krallığı’na son veren Büyük Kyros yönünü dönemin en güçlü
krallıklarından birisi olan Lydia Krallığı’na çevirmiştir. Lydia Krallığı’nın
hâkimiyetindeki Anadolu topraklarının Eski Doğu ve Eski Batı dünyası
arasında ticareti sağlayan önemli yolları barındırması Büyük Kyros’u Lydia ile
savaşmaya iten olası sebeplerden birisidir. Ayrıca Ege ve Akdeniz’e ulaşıp
buradaki liman kentlerinin ekonomik faaliyetlerini kendi kontrolü altına almak
da Büyük Kyros’un muhtemel amaçları arasındadır.Öte yandan Lydia
Krallığı’nın altın madeni bakımından zengin oluşu Büyük Kyros’un
dikkatinden kaçmamış olmalıdır. Anadolu’nun Pers hâkimiyetine geçişini
incelemeye geçmeden önce Lydia Krallığı’nın bu dönemdeki siyasi
durumundan kısaca bahsetmek konu bütünlüğünün sağlanması noktasında
önemlidir.
Med Krallığı Ön Asya coğrafyasında güçlü bir konumda iken Lydia
Krallığı’nın başında Alyattes (M.Ö. 612-560) vardır. Lydia kralı Alyattes ile
çağdaşı olan Med kralı Kyaksares arasında süren savaşlar, M.Ö. 28 Mayıs 585’te
yaşanan Güneş tutulmasını iki tarafın da tanrıların bir ikazı olarak yorumlayıp
savaşı bitirmesi neticesinde bir barış antlaşmasıyla noktalanmıştır. Babilli
Nabonidus ve Kilikialı Syennesis’in şahitlik yaptığı bu antlaşmaya göre, Halys
(Kızılırmak) iki krallık arasında sınır kabul edilmiştir. Ayrıca bir dostluk bağı
oluşturmak amacıyla Alyattes’in kızı Aryenis ile Kyaksares’in oğlu Astyages
evlendirilmiştir. Alyattes’in ölümü üzerine Lydia Krallığı’nın başına oğlu
Kroisos (M.Ö. 560-546) geçmiştir ( HEREDOT )

Pers Tarihi Med ve iran Coğrafyası 3

Herodotos’a göre, Kroisos doğuştan Lydialıdır ve tahta geçtiğinde otuz
beş yaşındadır.
Mermnades sülalesinin beşinci ve son kralı olan Kroisos
M.Ö. VI. yüzyılın ortalarında Ionia, Karia ve Aiolis bölgelerindeki kentleri
hâkimiyet altına alıp haraca bağlayarak ülkesinin ve kendisinin geleceğini
güvence altına almıştır.Böylelikle Kroisos hem siyasi ve ekonomik alandaki
başarılarından hem de ülkesindeki altın madeni yataklarının varlığından dolayı
zenginliği ile ünlenmişti. Altın madeni Lydia Krallığı’nda bol miktarda
mevcuttu ve M.Ö. 7. yüzyılın başlarından itibaren değerli bir maden olarak
kullanılmaya başlanmıştı. Sikke basımında kullanılan altın, Tmolos Dağı’ndan
(Bozdağ) doğup başkent Sardes’ten geçerek Hermos’a (Gediz Nehri) karışan
Paktolos’un (Sart Çayı) çamurunda doğal olarak bulunan altından elde
ediliyordu.
Lydia Krallığı’nın bu zenginliği doğal olarak başkentine de yansımıştır.
Günümüzde Manisa’nın Salihli ilçesinin Sart beldesi sınırları içerisinde bulunan
Sardes, bereketli Gediz Ovası’ndaki Bozdağ’ın kuzey yamaçları üzerinde yer
almaktadır. Ovadan yaklaşık üç yüz metre yukarıda kurulan şehrin o dönemde
surlarla çevrili olduğu bilinmektedir. Etrafındaki dik yamaçlar dolayısıyla
ulaşmanın pek kolay olmadığı şehirde o dönemde görkemli bir kraliyet sarayı
ile resmi yapıların var olduğu öngörülmektedir.
Anlaşılacağı gibi Lydia, özellikle ekonomik ve siyasi açıdan o dönemin
en güçlü krallıklarından birisidir. Fakat Perslerin önemli bir güç haline
gelmeleri Lydia Krallığı’nın sonunu getirecektir. Kroisos, ekonomik gücün de
verdiği rahatlıkla ülkesini başarılı bir şekilde yönetmekteyken yakın komşusu
Med Krallığı’nın Büyük Kyros tarafından yıkılması karşısında bir şaşkınlık ve
tedirginlik yaşamıştır.
Çünkü Anadolu topraklarının paylaşımı konusunda
Medler ile yapılan anlaşma Büyük Kyros’un Med Krallığı’nı yıkmasıyla birlikte
son bulmuştu ve Kroisos, Pers kralı Büyük Kyros’un bu anlaşmayı yenilemek
gibi bir isteğinin olmayacağını görebiliyordu…( HEREDOT )

Pers Tarihi Med ve iran Coğrafyası 4

Aslında bu durum Kroisos’u önce
kaygılandırmış sonra ise umutlandırmıştır. Bilindiği gibi Kroisos ülkesinin sınırlarını doğuya doğru genişletmeyi amaçlamış fakat Medler buna engel
olmuştu. Artık Medler olmadığına göre Kroisos şansını bu kez Perslere karşı
deneyebilirdi. Ayrıca Büyük Kyros’u mağlup edip ortadan kaldırmak suretiyle
kaynı ve Med kralı Astyages’in intikamını alabilirdi.
Bu sebepler dolayısıyla Kroisos vakit
kaybetmeden savaş hazırlıklarına girişti ve Anadolu’da önemli dönüm
noktalarından birine sebep olacak olan Perslerle Lydialıların mücadelesi
böylece başlamış oldu.
Pers kralı Büyük Kyros ile Lydia kralı Kroisos arasında yaşanan savaşlar
hakkındaki bilgiler antik yazarlar, arkeolojik veriler ve çivi yazılı belgeler
aracılığıyla günümüze taşınmıştır. Yeni Babil kralı Nabonidus’un kroniğinde
yer alan ve Nabonidus’un iktidarının dokuzuncu yılında yaşanan olayları
anlatan paragrafa göre, M.Ö. 547/546 yılının Nisanu (Nisan) ayının beşinci
gününde (6 Nisan) Nabonidus’un annesi, Sippar’ın yukarısında yer alan
Euphrates (Fırat Nehri) kıyısındaki Dur-karashu’da ölmüştür. Bunun üzerine
resmi yas ilan edilmiş ve Nabonidus ordusuyla beraber Simanu (Haziran)
ayında üç gün boyunca yas tutmuştur. Ayrıca Akad’da da resmi yas ilan
edilmiştir. Büyük Kyros, Nisanu ayında ordusunu toplayarak Ayaru (Mayıs)
ayında Arbela’nın (Erbil) aşağısındaki Tigris’i (Dicle Nehri) geçerek Lu[dia]üzerine yürümüştür. Oranın kralını yenip servetini almış ve garnizonunu oraya
yerleştirmiştir. Sonrasında ise kendisi de oraya yerleşmiştir.
Büyük Kyros’un
sefer düzenlediği yerin isminin yer aldığı kronikteki kısım kırık olduğu için
sefer düzenlenen yerin ismi açıkça okunamamaktadır. Ancak bilim insanlarının
çoğu, gerek antik kaynakların gerekse arkeolojik verilerin verdiği bilgilere
dayanarak bu yerin Lydia olduğunu savunmaktadırlar…( HEREDOT )

Pers Tarihi Med ve iran Coğrafyası

Lydia Pers Savaşı Anadolu Coğrafyası 5

Lydia Krallığı’nın Büyük Kyros tarafından ele geçirilişi antik yazarların
eserlerinde de önemli bir yer tutmaktadır. Herodotos’un anlatımına göre
Krosisos, Perslere karşı savaş açıp açmamak konusunda kararsız kalmış ve bu konuyu Yunanistan ve Lydia’daki o dönemin ünlü kehanet merkezlerine
danışmaya karar vermiştir. Ancak önce onların bu konuda güvenilir bilgi verip
vermeyeceklerinden emin olmak için kehanet konusunda ne kadar başarılıdırlar bunu anlamak istemiştir. Çeşitli kehanet merkezlerine adamlarını
yollayıp vardıkları yerlerdeki kâhinlere “Lydialıların kralı Kroisos şuanda ne
yapıyor?” diye sormalarını istemiştir. Kroisos bu suretle kehanet
merkezlerinden hangisi bu soruya doğru cevap verirse konuyu ona danışmayı
planlamıştır. Kroisos’un adamları kehanet merkezlerinden aldıkları cevaplarla
Lydia’ya dönmüşlerdir. Kroisos getirilen cevapları okuyup en doğru cevabın
Delphoi kâhini Pythia’nın verdiği cevap olduğunu görmüştür. Artık kehanet
konusunda en yetkin yerin Delphoi olduğu konusunda kesin kararını veren
Krosios, Delphoi’deki tapınağın sahibi tanrı Apollon’a yaranmak için çok
değerli armağanlar ve kurbanlar hazırlayıp adamlarına bunları Delphoi’ye
götürmelerini emretmiştir. Ayrıca bu sunuları Delphoi’ye ulaştırdıklarında
kâhin Pythia’ya, Perslerle savaşmasının mı yoksa savaşmamasının mı kendisi
için doğru bir karar olduğunu sormalarını istemiştir. Kroisos’un adamları
sunuları ve Kroisos’un sorusunu Delphoi’ye ulaştırmışlardır. Pythia,
Kroisos’un sorusuna cevap olarak eğer Perslerle savaşırsa büyük bir
imparatorluğu yıkacağını ve Yunanlıların en güçlüleriyle dostluk kurma
ihtiyacı duyacağını söylemiştir.
Kroisos, Pythia’nın verdiği bu cevaba çok sevinerek Büyük Kyros’a karşı
başarılı olacağından emin olmuştur. Ayrıca bu sevindirici haber için Delphoi
halkına bir miktar altın dağıtmıştır…( HEREDOT )

Pers Tarihi Med ve iran Coğrafyası

Lydia Pers Savaşı Anadolu Coğrafyası 6

KROISOS Pythia’ya üçüncü kez bir
konuda daha yorumunu sormuştur. Bu seferki soru saltanatının uzun olup
olmayacağı hakkındadır. Pythia bu kez üstü kapalı bir yanıt vermiştir. Kroisos,
Pythia’nın yanıtını krallığının uzun ömürlü olacağı şeklinde değerlendirmiş
fakat aslında Pythia’nın cevabını yanlış anlamıştır. Bunun yanı sıra Pythia’nın
daha önceki cevabına uyarak Lakedaimonlular’la bir dostluk anlaşması
yapmıştır. Böylelikle Kroisos, Büyük Kyros’u yenmek üzere Kappadokia’ya
doğru sefere çıkmıştır. Sefer esnasında bilgeliği ile tanınan bir Lydialı, Kroisos’a
çıkacağı bu seferin doğru bir karar olmadığını söyleyip onu uyarmış ancak
Kroisos bu uyarıyı dikkate almamıştır. Kroisos Kappadokia bölgesine ulaşıp
Halys kıyısına vardığı zaman askerlerini nehrin karşı kıyısına geçirmek için bir
çare aramıştır. Herodotos’un Yunanistan’daki yaygın bir söylentiye dayanarak
verdiği bilgiye göre, Kroisos ırmağı aşmanın yöntemini Miletoslu Tales’ten
öğrenmiştir. Tales’ten aldığı bilgiler neticesinde Kroisos, ırmağın yakınına derin
bir hendek kazdırmış ve ırmak suyunun hendeğin bir tarafından girip diğer
tarafından yine eski yatağına dönmesini sağlayarak ırmağın su seviyesini
düşürmüştür. Irmaktaki su seviyesinin azalmasıyla birlikte askerler karşı kıyıya geçmeye başlamışlardır. Kroisos, ordusuyla beraber ırmağı aşıp biraz ilerledikten sonra
Kappadokia’da bölgenin en korunaklı yeri olan Pteria’ya (Kerkenes Dağ)
varmıştır. Büyük Kyros ile karşılaşmadan önce burada konaklamaya karar
vermiştir. Ayrıca Yunanlıların “Beyaz Suriyeliler” olarak isimlendirdikleri
Kappadokialıların şehirlerini yağmalayarak tüm yerleşim yerlerini ele
geçirmiştir. Bu durum karşısında daha fazla dayanamayan Kappadokialılar
başka yerlere göç etmişlerdir. Kroisos kendisine doğru yaklaşırken Büyük
Kyros da harekete geçmiş ve savaşa girmeden önce Ionialılara elçiler
göndererek onları Kroisos’a karşı ayaklandırmayı denemiştir. Fakat Ionialıları
ikna etmeyi başaramamıştır. Bir süre sonra…( HEREDOT )

Pers Tarihi Med ve iran Coğrafyası

Lydia Pers Savaşı Anadolu Coğrafyası 7

Bir süre sonra Büyük Kyros Pteria’ya ulaşarak
Kroisos’un ordusunun karşısında konaklamıştır. İki taraf arasında gündüz
vakti boyunca şiddetli bir savaş yaşanmış ve iki taraf da çok asker kaybetmiştir.
Havanın karamasıyla beraber savaşa ara verilmiş ve bu ilk savaşta iki taraf da
galip gelememiştir. İlk savaşın sonunda Kroisos asker bakımından sayıca az
olduğu için savaş sırasında Büyük Kyros’a karşı zayıf kaldığını düşünüp kendi
kendine kızmıştır. Sabah olup da Büyük Kyros’un kendisine saldırmadığını
gördüğünde ise Sardes’e geri dönmeye karar vermiştir. Bu kararı vermesinde
yardım bulma ihtiyacı da etkili olmuştur. Sardes’e döndüğünde Mısırlılar ile
Babillilerden destek istemiştir. Lakedaimonlulara da haber göndererek savaş
hazırlıkları yapmalarını söylemiştir. Ayrıca müttefiklerinden dört ay sonra
Sardes’te toplanmalarını istemiştir. Bunların yanı sıra Büyük Kyros’un
kendisini takip edip Sardes’e saldıracağına ihtimal vermeyerek ordusundaki
paralı askerleri terhis etmiştir. Bu planları gerçekleştiğinde müttefiklerinden
gelen destekle daha güçlü bir hale gelip ilkbaharda Perslere tekrar saldırmayı
düşünmüştür.
Lydia’da bu olaylar yaşanırken Büyük Kyros, Kroisos’un geri çekildiğini
fark edip onun Sardes’e vardığında ordusunun bir bölümünü terhis edeceğini
tahmin etmiştir. Bu yüzden Kroisos ordusunu yeniden toplamadan önce
Sardes’e saldırmanın doğru bir karar olduğunu düşünmüş ve vakit
kaybetmeden Sardes’e doğru hareket etmiştir. Kroisos’un, Büyük Kyros’un
Sardes’e geldiğini görene kadar bu durumdan haberi olmamıştır. Baskına
uğramış bir vaziyette güçlü piyade ve süvarileri ile ünlü olan ordusunu derhal
savaşa sokmuştur. İki ordu Sardes’in önündeki geniş ovada karşı karşıya
gelmiştir. Büyük Kyros, Lydia ordusunu karşısında görünce ordunun önemli
bir gücünü oluşturan süvarilerden biraz kaygılanmış ve Medli Harpagos’un
uyarısıyla bazı tedbirler almıştır. Ordusunun erzak ve benzeri ihtiyaçlarını
taşımak için kullanılan develerin hepsini bir araya toplamıştır. Develerin
üzerlerindeki yükleri indirterek süvari askerlerine develere binmelerini
emretmiştir….( HEREDOT )

Pers Tarihi Med ve iran Coğrafyası

Lydia Pers Savaşı Anadolu Coğrafyası 8

Süvariler develere binince onlara emrini duyduklarında Kroisos’un süvarilerine karşı saldırmalarını söylemiştir. Ordusunun geri
kalanını ise bunların arkasına yerleştirmiştir. Büyük Kyros’un develerden bu şekilde yararlanmak istemesinin sebebi atların develerden korkmalarıdır. Bu
şekilde Büyük Kyros, Lydia ordusundaki süvarileri etkisiz kılmayı planlamıştır.
Herkes yerini aldıktan sonra Büyük Kyros, ordusuna Kroisos hariç karşı koyan
tüm Lydialıların öldürülmesini emretmiştir. Bir süre sonra savaş başlamış ve
Perslerin develerini gören Lydialı süvarilerin atları huysuzlanarak kaçmaya
başlamışlardır. Bu durum karşısında Lydialı süvariler atlarından inerek yaya
olarak savaşmışlardır. İki ordu da ağır kayıplar vermiştir. Sonunda Lydialılar
güçlü Pers ordusuna karşı daha fazla direnemeyerek başkent Sardes’e
çekilmişler ve Persler Sardes’i kuşatma altına almışlardır.
Pers ordusunun kuşatmayı kaldırmayacağını anlayan Kroisos
müttefiklerine yeni haberciler göndererek en kısa süre içerisinde yardıma
gelmelerini istemiştir. Bu olaylar yaşanırken Spartalıların Sardes elçisi
Spartalılara giderek kuşatılmış olan Kroisos’un yardımına koşmalarını
istemiştir. Bu isteği kabul eden Spartalılar yola çıkmak için hazırlık yaparlarken
Sardes’in düştüğünü ve Kroisos’un canlı olarak Perslerin eline geçtiğini haber
almışlardır. Yine Herodotos’un kuşatma hakkında anlatımına göre, kuşatmanın
on dördüncü gününde Büyük Kyros, ordusuna Lydia siperlerini ilk aşmayı
başarana ödül vereceğini söylemiştir. Bunu duyan askerler siperleri aşmak için
çabalamış ve bunu ilk olarak Hyroiades isminde birisi başarmıştır. Şehrin
akropolis kısmı daha korunaklı ve tırmanması zor olduğu için Lydialılar
buradan şehre girmenin mümkün olmadığını düşünmüşlerdir. Ancak
Hyroiades, bir yolunu bulup akropolisin köşesinden içeri girmeyi başarmıştır.
Onun içeri girmesinin ardından diğer Pers askerleri de onun girdiği yerden
içeri girmişlerdir. Böylelikle Sardes ele geçirilmiş ve yağmalanmıştır… ( HEREDOT )

Pers Tarihi Med ve iran Coğrafyası

Lydia Pers Savaşı Anadolu Coğrafyası 9

Sardes’in
düştüğü gün Kroisos’u tanımayan Pers askerleri onu öldürmek için üzerine
doğru yürümüşlerdir. Krallığının ele geçirilişinin üzüntü ve korkusu içindeki
Kroisos artık kendi hayatından vazgeçmiş bir durumda Pers askerlerinin bu
girişimini önemsememiştir. Bu sırada Kroisos’un konuşamayan oğlu babasının
bu zor durumunu fark etmiştir. Babasının öldürüleceğinden acı ve korku
duyması sebebiyle tutuk dili o anda çözülmüş ve “Kroisos’u öldürme!” diye
bağırmıştır.
Böylelikle Persler, başkent Sardes’i ve Kroisos’u on dört yıllık bir
saltanatın sonunda on dört günlük bir kuşatmayla ele geçirmişlerdir. Esir
alınan Kroisos, Büyük Kyros’un yanına götürülmüştür. Büyük Kyros boş bir
alana odun yığdırıp zincirlere vurulmuş haldeki Kroisos’u bu odun yığını
üzerine çıkarttırmıştır. Odun yığını etrafına da on dört tane Lydialı çocuğun dizilmesini istemiştir. Odun yığınının ortasında sonunun ne olacağını düşünen
Kroisos’un aklına Solon gelmiş ve üç defa “Solon!” diye haykırmıştır. Bunun
üzerine Büyük Kyros, askerlerinden Kroisos’a kimi çağırdığını sormalarını
istemiştir. Askerler Kroisos’a sorduklarında Solon’dan övgülerle bahsetmiştir.
Bu konuşmalar esnasında odun yığını ateşe verilmiştir. Kroisos’un diri diri
yanacağını bir kez daha gözden geçiren Büyük Kyros, Kroisos ve onun
yanındaki çocuklara acıyarak askerlerine onları odun yığını üzerinden
indirmelerini emretmiştir. Askerler Büyük Kyros’un emri üzerine ateşi
söndürüp Kroisos ve onun yanındaki Lydialı çocukları kurtarmak istemişler
ama ateşi bir türlü söndürememişlerdir. Bunu gören Kroisos, tanrı Apollon’a
kendisini bu zor durumdan kurtarması için yalvarmıştır. Kroisos’un duaları
kabul olmuş ve aniden başlayan bir yağmur, ateşi söndürmüştür. Bu mucizevi
olayı gören Büyük Kyros, Kroisos’un tanrılar tarafından değer verilen bir insan
olduğunu düşünüp Kroisos’a kendisiyle savaşmasını kimin söylediğini
sormuştur. O da bunu Yunanlıların tanrısından öğrendiğini söylemiştir.
Ardından Büyük Kyros, Kroisos’un bağlarını çözüp onu yanına oturtmuştur. ( HEREDOT )

Lydia Pers Savaşı Anadolu Coğrafyası 10

Kroisos düşüncelere dalmış bir haldeyken Büyük Kyros’un askerlerinin Sardes’i
yağmaladığını görüp Büyük Kyros’a: “askerlerin ne yapıyorlar?” diye
sormuştur. O da: “senin şehrini yağmalıyorlar” cevabını vermiştir. Kroisos ise
yağmalanan şehrin ve malların artık kendisinin olmadığını, yağmalananların
Büyük Kyros’a ait olduğunu belirtmiştir. Kroisos’un bu cevabı karşısında
Büyük Kyros kaygılanmıştır. Kroisos konuşmasını sürdürerek Büyük Kyros’a
hazineyi yağmalayan Perslerin zenginlik kazanacağını ve zamanı geldiğinde
kendisine rakip olacaklarını söylemiştir. Bunu önlemek için ise hazine şehirden
çıkarılırken hazinenin bir kısmının tanrı Zeus’a bağışlamasını, böylece
hazinenin tamamının askerlerin eline geçmesini engelleyebileceğini ifade
etmiştir.
Kroisos’un bu fikirlerini çok beğenen Büyük Kyros, Kroisos’a
kendisinden ne isteği varsa dilemesini söylemiştir. Kroisos Perslerle
savaşmasını isteyerek kendisini aldatan Yunan tanrısına elindeki zincirleri
sunarak neden kendisini kandırdığını sormayı dilemiş ve Perslerle savaşması
konusundaki bütün kehanetleri Büyük Kyros’a anlatmıştır. Büyük Kyros,
Kroisos’un bu isteğini kabul etmiştir. Bunun üzerine Kroisos, elindeki zincirleri
birkaç Lydialıya vererek Delphoi’ye götürmelerini ve oradaki kâhin aracılığıyla
tanrıya, kendisini neden yanlışa düşürdüğünü sormalarını istemiştir. Lydialılar
Delphoi’ye vardıklarında Kroisos’un isteklerini yerine getirmişlerdir. Delphoi
kâhini Pythia, Kroisos’un iktidarını kaybetmesinin kendi hatalarından
kaynaklandığını söylemiştir. Lydialılar kâhin Pythia’nın cevabını Kroisos’a
götürmüşler ve böylelikle Kroisos hatanın kendisinde olduğunu anlamıştır. ( HEREDOT )


katkılar mehmet aslan

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu